10 Eylül 2014 Çarşamba

DOKUZ IŞIK DOKTRİNİ

Gaye olarak düşündüğümüz şeyi evvela belirtmek ve ondan sonra bu gayenin gerçekleşmesini 
sağlayacak yolları görüşmek isabetli olacaktır. Gaye Türk milletini, insanca usullerle, en kısa 
yoldan, kendi gücüyle ayakta durabilecek, kuvvetli, müreffeh, mutlu, hak ve şereflerine sahip bir 
millet hâline getirmek ve modern uygarlığın en ön safına geçirmektir.
İnsanlar nasıl her şeyden önce kendi kendilerine hürmetkâr olmak, kendi benliklerini hürmet 
duygusu ile hissetmek mecburiyetinde iseler, milletlerin de kendi kendilerine hürmetkâr olmaları, 
kendi varlıklarına güvenmeleri ve kendi varlıklarına duyulan saygı ve güvenle çalışmaları sayesinde 
mutluluğa ermeleri mümkündür.
Bir insanın, kendine saygısı yoksa, kendini aşağı görürse, kabiliyetsiz hissederse, o insanın büyük 
iş yapması, içinde bulunduğu çevreye yararlı olması mümkün olamaz. Bir insan bir hendeğe 
doğru “Ben bu hendeği atlayamam, gücüm yetmez, kabiliyetim yoktur” endişesiyle ümitsiz ve 
tereddütlü gelirse, o hendeği aşamaz, atlayamaz. Bir insan kendine güvenerek “Ben kuvvetliyim, 
ben bu hendeği hiç yüksünmeden atlayabilirim” diye korkusuzca gelirse atlar. Zafer, hiçbir zaman 
mahvolduklarını zannedenler tarafından kazanılamaz. Milletlerin hayatı da böyledir. Milletler 
kendi varlıklarının değerini hissederler, kendi kudretlerine inanç duyarlar, kendi izzetinefislerini 
her şeyin üstünde tutabilirler ve kendi varlıklarına saygı duyarlarsa, uygarlık âlemine büyük varlık 
gösterirler, büyük eserler meydana getirirler ve aynı zamanda kendi toplumları içinde yaşayan 
bütün insanları mutluluğa, refaha erdirirler. Bundan dolayıdır ki, biz prensiplerimizin başına 
milliyetçiliği koyuyoruz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder